Ülkemizin dört bir yanında meydana gelen iş kazaları, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki eksiklikleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Son olarak, bir inşaat alanında meydana gelen yüksekten düşme olayı, iş güvenliğinin önemini gözler önüne serdi. Olay, 25 Ekim 2023 tarihinde, İstanbul’un X semtinde bulunan bir inşaat projesinde gerçekleşti. Yüksek bir alanda çalışmakta olan işçilerden biri, dengesini kaybederek aşağıya düştü ve kurtarılamadı. Olayın ardından yaşananlar, kazanın boyutunu ve iş güvenliği konusundaki ciddiyeti bir kez daha hatırlatıyor.
Olay anında şantiyede çalışan diğer işçiler, yüksekte çalışma esnasında dikkatli olunması gerektiği konusunda menfi bir örneği tecrübe etti. Yükseklik korkusu, işçilerin üzerinde büyük bir kaygı yaratırken, düşen işçi için acil yardım çağrıları yapılmaya başlandı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, derhal işe başlayan işçiyi hastaneye kaldırmak için harekete geçti; ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen, kazazede işçi yaşamını yitirdi. Tanıkların ifadelerine göre, yüksekten düşen işçi, daha önce de yüksekte çalışmış ve bu alanda tecrübeli biri olarak tanınıyordu. Ancak, şantiyede yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmamış olduğuna dikkat çeken iş arkadaşları, iş güvenliği kurallarının ihlal edildiğini savunuyorlar.
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yasaların varlığına rağmen, iş kazalarının sıklığı, bunu uygulamakta ciddi sorunlar yaşandığını gösteriyor. Kamu ve özel sektörde, inşaat gibi yüksek risk taşıyan iş kollarında güvenlik önlemleri alınmamaktadır. Uzmanlar, iş güvenliği eğitimlerinin düzenli olarak yapılması gerektiğini ve inşaat alanlarında yükseklik korkusu olmayan güvenlik ekiplerinin görev almasının önemini vurguluyor. Ayrıca, işçiler için güvenliğin artırılması adına koruyucu ekipmanların kullanımı zorunlu hale getirilmelidir. Düşük kaliteli malzemelerin kullanılması, iş kazalarının en temel nedenleri arasında yer almaktadır. Tüm bunların yanında, işyeri denetimlerinin sıkı bir şekilde yapılması gerektiği de belirtiliyor.
Olay, istihdam alanlarında iş güvenliğinin ve iş sağlığının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. İş kazalarının önlenmesi için bireysel önlemlerle birlikte, devlet ve işverenlerin de ciddi sorumluluklar üstlenmesi gerekiyor. Bu tür trajik olayların yaşanmaması adına acil tedbirler alınmalı ve işçilerin güvenliği ön plana çıkartılmalıdır. Eğer bu olayda yeterli güvenlik önlemleri alınmış olsaydı, belki de bu işçi hayatta olacaktı. Ülkemizde yaşanan bu ve benzeri kazalar, insan hayatının değerini sorgulamamıza neden oluyor ve iş güvenliği konularında toplum olarak daha fazla bilinçlenmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor.
İş kazalarının önlenmesi adına yapılan çağrılar, kazadan sonra daha da önemli hale geliyor. Her yıl binlerce işçi, yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı için iş kazalarında hayatını kaybediyor. Bu tür olayların önüne geçmek, hem işverenlerin hem de devlet kurumlarının ortak sorumluluğudur. Gelecekte bu tür trajik olayların önüne geçmek için iş güvenliği politikalarının güçlendirilmesi ve etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulması şart. Aksi takdirde, daha çok işçi, daha kötü kazaların kurbanı olmaya devam edecek.
Bu olay, sadece bir işçi için değil; tüm toplum için bir uyarı olmalıdır. İş sağlığı ve güvenliğine gereken önemin verilmesi, her bireyin hakkı ve toplumun geleceği içindir. Olayın ardından ailenin durumu, onların acisi ve yasları ise başka bir boyut olarak gündeme geliyor. Toplum olarak kazazedelerin ve ailelerinin acısına duyarsız kalmamalıyız. İş kazalarının bir daha yaşanmaması için toplum olarak el birliğiyle hareket etmeliyiz.