Son günlerde artan madde bağımlılığı sorunları, toplumda giderek daha çok tartışılmaya başladı. Türkiye’nin farklı köy ve şehirlerinde sıkça karşılaşılan bu sorun, bazı bölgelerde şiddet olayları ile sonuçlanıyor. Özellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan madde bağımlılığı vakaları, yeterli tedavi ve rehabilitasyon imkanlarının olmamasından kaynaklanıyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, bu durumu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bir grup genç, bulundukları mahallede bir madde bağımlısının kapıları zorladığını fark etti. Can güvenliklerinin tehlikede olduğunu düşünen gençler, ne yapacaklarını bilemeden duraksadı. Üstelik bu durum sadece o anı değil, aynı zamanda mahalle sakinlerinin de huzurunu tehdit ediyordu. Bir süre sonra, dayanılmaz bir hâl alan durum, gençlerin harekete geçmesine neden oldu. Madde bağımlısı kişinin saldırgan tavırları, mahalle halkının tepkisini çekti ve er geç bir karşılık geleceği belliydi. Tepkiler giderek artarken, gençler bu duruma daha fazla kayıtsız kalamadı.
Şiddet, çözüm olmamakla birlikte, çoğu zaman duygusal tepki olarak ortaya çıkıyor. Madde bağımlılığı, bireylerin düşünce ve davranışlarını olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, bağımlı kişiler çoğu zaman çevrelerine karşı daha saldırgan bir tutum sergileyebilirler. Yetkililerin bu sorunu çözmek için daha etkili önlemler alması gerektiği aşikâr. Olayın ardından yapılan değerlendirmelerde, bu tür olayların artıcı bir hal alabileceği belirtiliyor. Toplumun sosyal dengeleri, bu tür haince davranışlarla zarar görebilir. Bu nedenle, sadece cezalandırma değil, aynı zamanda rehabilitasyon süreçlerinin de hayata geçirilmesi kritik önem taşıyor.
Sonuç olarak, madde bağımlılığı sorunu bir sağlık meselesi olarak görülmeli ve bu alanda eğitimler verilmelidir. Hem bağımlılar hem de onların aileleri, bu konuda bilinçlendirilmelidir. Olayların yaşanmasını engellemek ve sosyal dengenin korunması için toplumun bilinçlenmesi şart. Medya ve sosyal medya bu konuyu ele alarak, ailelerin ve bireylerin daha fazla bilgi ve bilinç edinmelerine yardımcı olabilir. Sonuç olarak, olayda yaşanan meydan dayakları bir çözüm değil, bir çığlığın ifadesidir. Toplum olarak, bu çığlığa kulak vermek ve üzerimize düşeni yapmak durumundayız.