Diyarbakır, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Bu çeşitliliğin en önemli sembollerinden biri de, şehrin merkezinde yer alan Saint George Kilisesi'dir. Bu kilise, hem mimari yapısıyla hem de tarihsel süreçteki rolüyle dikkat çekmektedir. Ancak son zamanlarda, bu önemli yapının geçmişine dair bazı tartışmalar yaşanıyordu. İddialara göre, kilise tarihinde bir dönem hamam olarak kullanıldığı öne sürülüyordu. Fakat ortaya çıkan yeni bir kitabe, bu iddiaları çürütme niteliği taşıyor.
Diyarbakır'daki Saint George Kilisesi'nin hamam olarak kullanıldığına yönelik iddialar, 20. yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. Ancak tarihçiler ve araştırmacılar bu iddiaların asılsız olduğunu savunarak kilisenin asıl işlevinin ibadethane olduğunu vurgulamaktadır. Geçmişte çeşitli dönemlerde meydana gelen restore çalışmalarının ardından, yapı içerisinde yapılan bazı kazılar, bu tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır. İddiaları çürüten kitabe, yapılan kazı çalışmaları esnasında bulunmuştur. Bu kitabenin içeriği, kilisenin tamamen bir ibadethane olduğu ve hamam olarak kullanılmadığına dair önemli kanıtlar sunmaktadır.
Kitabe, kilisenin inşa tarihini ve onun bölgede geçirdiği evrimi ortaya koyarak, aynı zamanda halkın algısını değiştirme potansiyeline sahip. Bulunan kitabe, Arapça yazılmıştır ve ilk incelemelerde, kilisenin kuruluşuna dair ayrıntılı bilgiler vermektedir. Kitabenin içerdiği metin, kilisenin dini bir yapı olarak inşa edildiğini ve hiçbir dönem için kamusal bir hamam işlevi görmediğini çeşitli belgelerle desteklemektedir. Bu durum, yerel halk ve tarihi öneme sahip yapının savunucularında büyük bir sevinç yaratmıştır.
Saint George Kilisesi'nin tarihsel önemi, onun sadece bir ibadet yeri olmasından değil; aynı zamanda zengin kültürel mirasın bir parçası olmasından gelmektedir. Kilise, farklı inanç ve kültürleri bir araya getiren bir simge olarak, milenyumlar boyunca birçok topluluğun kaynaşmasına vesile olmuştur. Bu nedenle, içeriğinde barındırdığı tarihi veya kültürel ögelerin yanlış yorumlanarak halkın önüne sunulması, bu yapının prestijine zarar verebilir. Kitabenin ortaya çıkması ise, bu tür yanlışların önüne geçmek adına önemli bir adım olmuştur.
Diyarbakır ve çevresindeki tarihi yapılar, geçmişin derinliklerini gün yüzüne çıkarmak için yapılacak olan araştırmalara ivme kazandıracak nitelikte. Ayrıca, tarihi eserlerin korunması ve orijinal hallerine işaret eden verilerin toplanması, gelecek nesiller için büyük bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Saint George Kilisesi’nin hikayesi ise, sadece Diyarbakır değil, tüm dünya için öğretici ve ilham verici bir kaynak olacaktır. Kitabenin bu durumu ön plana çıkarması, aynı zamanda yerel tarih çalışmalarının da altını çizmektedir.
Sonuç olarak, Diyarbakır'da bulunan Saint George Kilisesi'ne dair hamam iddialarını çürüten bu kitabe, tarihi mirasımızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu tür yeni bulgular, yalnızca tarihsel gerçekliğimizi aydınlatmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel varlıklarımıza sahip çıkmamızı da teşvik edecektir. Tarihi yapılarımızın doğru bir şekilde analiz edilmesi ve gelecek nesillere sağlıklı bir miras bırakılması gerekliliği, bu tür olaylarla daha da ön plana çıkmaktadır.