Ülkemizin umut dolu geleceği olan çocuklarımızdan biri olan 8 yaşındaki Roza, 10 ay süren mücadele sonunda hayatını kaybetti. Bu üzücü olay, hem aileyi hem de çevresini derin bir üzüntü içerisinde bıraktı. Küçük Roza’nın yaşadığı hastalık süreci ve alınan tedavi yöntemleri, tüm Türkiye'de büyük bir dikkatle takip ediliyordu. Roza'nın hikayesi, sağlık ve çocuk hakları konusunda toplumsal bir farkındalık yaratma çabalarını da harekete geçirdi.
Roza, 8 yaşında hayata gözlerini açtığında, herkes gibi umut dolu bir geleceğe sahip olmasını hayal ediyordu. Ancak, bir süre sonra ailesi onun sağlık sorunları ile yüzleşmek zorunda kaldı. Küçük yaşına rağmen evde ve hastanede geçirdiği süre boyunca bilinci ve cesaretiyle birçok insana ilham verdi. Ailesi, ilk olarak hastalığın belirtilerini fark ettiklerinde hemen uzman doktorlara başvurdular. Gözlemlenen bulgular, oldukça karmaşık bir tanıya yol açtı: Onkolojik bir hastalık.
Roza'nın tedavi süreci, kemoterapi ve çeşitli tedavi yöntemleri ile başlatıldı. Ailesi, kızlarının sağlığına kavuşması için tüm imkanlarını seferber ederken, toplumun diğer kesimlerinden de büyük destek gördüler. Birçok hayır kuruluşu ve bireyler, Roza ve benzeri hastalıklara karşı farkındalık yaratma amacıyla yardım kampanyaları düzenledi. Bu süreçte birçok kişi, Roza’nın tedavi masrafları için destek olmayı görev edindi.
Roza'nın hastalığı, ailesinin hayatında büyü bir dönüm noktası oldu. Hastaneye yapılan ziyaretler, tedavi süreçleri ve sürekli sağlık kontrolleri, onların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiledi. Roza’nın annesi, “Her gün onun yanında olabilmek için işe gitmeyi bıraktım. Her anı onunla birlikte yaşamak istiyorum.” diyerek duygularını dile getiriyordu. Babası ise, aile bütçesine katkı sağlamak için iki işi birden yürütmek zorunda kalmıştı. Bu, onları hem fiziksel hem de duygusal olarak yıpratan bir süreç oldu.
Bununla birlikte, Roza'nın tedavi süreci boyunca yaşadığı zorluklar, aile bağlarını da güçlendirdi. Çocukları için her an bir araya gelen aile üyeleri, hem moral kaynağı olmayı hem de birbirlerine destek olmayı başardılar. Ancak, tüm umutlar, 10 ay süren tedavi sürecinin sonunda yerle bir oldu. Roza, ne yazık ki hayat mücadelesini kaybetti ve ailesi derin bir acıyla baş başa kaldı. Küçük Roza, sadece ailesinin değil, ona destek veren herkesin kalbinde de asla silinmeyecek bir iz bıraktı.
Roza'nın hayatı ve mücadelesi, toplumda kanser konusunda farkındalık yaratacak ve benzer hastalıklarla mücadele eden çocuklara destek olmanın yollarını aratacaktır. Zira bu olay, sadece bir ailenin hikayesi değil, aynı zamanda toplumun sağlık alanındaki duyarlılığına ışık tutuyor. Çocuklarımızın sağlığına yönelik yapılan yatırımlar ve toplumun bilincinin artırılması gerektiği gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Roza’nın anısını yaşatmak, onun için mücadele eden ailelerin yanında olmak ve benzer hastalıklarla mücadele eden çocuklara destek sunmak, hepimizin sorumluluğu.
Bu duygusal yolculukta Roza’nın yaşadığı acıyı, sevinçleri ve mücadelesini unutmayacağız. Onun hikayesi, sadece sağlık hizmetlerinin yetersizliğini değil, bunun yanı sıra ailelerin yaşadığı psikolojik ve finansal baskıyı da gözler önüne seriyor. Toplum olarak, Roza gibi birçok çocuğun ve ailenin yaşadığı zorlukları azaltmak için hep birlikte çalışmalıyız. Sağlıklı nesiller için atılacak her adım, bir çocuğun hayatını kurtarabilir.Roza’nın kaybı, üzüntüden daha fazlası. Onun ardında bıraktığı bu hatıralar, aynı zamanda gelecekte yapılan çalışmalar için de birer yol haritası niteliği taşıyor. Umuyoruz ki, sağlık alanındaki tüm paydaşlar, Roza gibi çocukların daha sağlıklı bir geleceğe sahip olması için gereken tüm gayreti gösterecektir.